10 Şubat 2011 Perşembe

ERDOĞAN’IN SEÇİM AÇILIMI

KKTC’deki “Toplumsal Varoluş” mitinginde, küçük bir grup “Kurtarıldık mı? Has…tir” ve “Ankara elini yakamızdan çek” pankartları açtı; bir anda Türkiye – KKTC ilişkileri gerildi, hatta kırılma noktasına geldi.
Başbakan Erdoğan’dan başlayarak neredeyse tüm kabine sabahtan akşama, açılan pankart üzerinden mevcut KKTC yönetimine yüklendi. Başbakan Erdoğan Kıbrıs Türklerine “besleme” derken, hükümet sözcüsü Cemil Çiçek de, “Cuma küfrettiler, pazartesi para yolladık, maaşlarını aldılar” diyerek, kılıçları çekti.
İşin boyutu öyle bir hâl aldı ki, KKTC’nin tüm devlet siteleri internet korsanları tarafından ele geçirildi; sayfalara, “Has…tir”e yanıt olarak “ya sev ya s..tir git” yazıldı!
Hatta Başbakan Erdoğan “Kıbrıs’a stratejik ilgim var” bile dedi!
Öncelikle, açılan bu çirkin pankartların ilk kez ortaya çıkmadığını belirtelim! Bu pankartlar, AKP iktidarıyla başlatılan, Rauf Denktaş’ı tasfiye sürecinde de açılmıştı! Bu pankartların sahipleri, Mehmet Ali Talat Başbakan ve Cumhurbaşkanı yaptırılırken, sahadaydılar; Annan Planı ile KKTC yok edilmeye çalışılırken, “yes be annem” diyerek alanlardaydılar; dahası Kıbrıs’ta AKP’ye “tam destek” için paralı alkışçıydılar… Hatta “Türk askeri adada işgalci” diyerek görevdeydiler…
Özetle, çirkin pankartın sahipleri, AKP’nin KKTC konusunda “ver kurtul” siyaseti izlediği yıllar boyunca görevdeydiler ve AKP’nin en önemli saha müttefikiydiler…
Başbakan Erdoğan, her fırsatta “Türk askerini adada işgalci” sayan bu zihniyete, dün susup, bugün nedense ateş püskürüyor?!
KKTC’Yİ ÖZELLEŞTİRME
Oysa çok değil, daha geçen ay, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu Erzurum’da Erdoğan’ın gözlerinin içine baka baka “Türk askeri Kıbrıs’ta işgalci” demişti. Papandreu’nun ardından kürsüye çıkan Erdoğan ise “hayır, benim ordum Kıbrıs’ta işgalci değildir” diyememiş, “çözüm” için bugüne kadar neler yaptığını içeren uzunca bir konuşma yapmıştı!
Peki, şimdi ne oldu da Erdoğan, “sahadaki müttefiklerine” ateş püskürüyor?
Kıbrıs Tüm Amme Memurları Sendikası Başkanı Ahmet Kaptan’a göre, “AKP hükümeti ‘ver kurtul’un hazırlığını yapıyor”. Ona göre “Erdoğan, Kıbrıslı Türklerin Türkiye’ye karşı tepkisini kullanarak, ‘Kıbrıslılar bizi istemiyor, biz de onlara bayılmıyoruz, bırakalım ne halleri varsa görsünler’ diyecek ve limanları açacakmış”. (Melih Aşık, Milliyet Gazetesi, 10 Şubat 2010)
Erdoğan’ın KKTC konusunda bugüne kadar izlediği çizgi ve BOP eş başkanlığı görevi ile Abdullah Gül’ün 2003 yılında ABD Dışişleri Bakanı Powell’la imzaladığını itiraf ettiği “2 sayfalık, 9 maddelik” gizli anlaşma, aslında Ahmet Kaptan’ı haklı çıkarıyor. Hele bir de AKP’ye yakın iktisatçıların KKTC’ye yaptığı “Türkiye’nin en büyük batık KİT’i” muamelesi düşünülünce… AKP’nin “KKTC’yi özelleştirme” hamlesinin yolda olduğu anlaşılıyor!
Ancak, AKP’nin son dönemdeki bazı politikalarını alt alta koyduğumuzda, durum Ahmet Kaptan’ın söylediklerinin dışında da bir anlam taşıyor.
Nasıl mı?
AKP AÇILIMLARI ŞİMDİLİK RAFA
İşte 12 Haziran seçimlerine dört ay kala oluşan tablo:
-AKP, “Kürt açılımını” sanki başka bir parti başlatmış gibi “tek devlet, tek millet, tek bayrak” çizgisine girdi(!)
- AKP, bugüne kadar “iyi ki bunlarla savaşa girmemişiz” diyecek kadar TSK karşıtı bir çizgi izleyen sanki başka bir partiymiş gibi, “kağıttan kaplan” benzetmesi yaptı diye, CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum’a karşı dört bir koldan saldırıya geçti. Yetmedi, Başbakan Erdoğan, Batum hakkında suç duyurusunda bulundu! Sanırsınız Başbakan Erdoğan, “Ergenekon Savcısı” olmayı bırakıp, “TSK avukatlığına” soyundu!
- Erdoğan, sanki başka bir partinin “Ermeni Açılımı”nın sembolüymüş gibi, Kars’taki “İnsanlık Anıtı” için “ucube” dedi, yetmedi, “yıkılsın” dedi.
- Ve son olarak Erdoğan, sanki “ver kurtul” diyen başka bir partiymiş gibi, “Kıbrıs’a stratejik ilgilerinin olduğunu” açıkladı!
Toparlarsak, Erdoğan son bir ayda, “Kürt Açılımı”, “Kıbrıs Açılımı” ve “Ermeni Açılımı”nı bırakmış(!), bu açılımların hep karşısında konumlanan TSK’nın da, avukatlığına soyunmuş(!) durumda… Daha doğrusu öyle bir görüntünün peşinde!
Çünkü artık “seçim açılımı” var! “Liberalleri” gemisinden atan Erdoğan, artık her türden “milliyetçinin” oyunun peşinde… Çünkü “kendisine başkanlık, ülkeye federatif yönetim ve anayasa” getirecek milletvekili sayısı için “fazladan” oya ihtiyacı var!
Erdoğan, nasılsa “göbeğini kaşıyan adam” ve “bidon kafalı” laflarını silah gibi kullanıp, milleti muhalefete karşı kışkırtacağını biliyor..! Rakiplerine “iki koyun bile gütmemişler” dediğinde millete “koyun muamelesi” yapan, ne de olsa başka bir ülkenin Başbakanı zaten!
Bakalım çekirge üç kez sıçrayabilecek mi?

Mehmet Ali Güller
10 Şubat 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder