25 Temmuz 2009 Cumartesi

“Teğmen neden generali vurmak ister?”

İliştirilmiş fıkra yazarı Mehmet Altan, köşesinden soruyor: “Teğmen neden generali vurmak ister?”
Soruyu okuyan, dava sonuçlanmış, Teğmenlerin Generallere suikast yapmaya çalıştığı kesinleşmiş ve hüküm belli olmuş; Altan da hükmün üzerine sosyo-psikolojik değerlendirme yapıyor sanabilir.
Henüz ortada hiçbir şey yokken, Altanların böyle hukuk dışı fıkralar yazması artık sıradandır.
Cumhurbaşkanı’nın bile, daha önceki bir Ergenekon dalgası sırasında, “henüz suçlular mı suçsuzlar mı belli değil” dediği bir “hukuk devleti”ne dönüştük çünkü. “Suçluluğu ispatlanana ve hüküm giyene kadar herkes suçsuzdur” ilkesi, AKP eliyle çiğnendi.
Öyle ki, hukuk okuduğuna dair elinde diploması olan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da, dava sonuçlanmadan hüküm verebildi geçen günlerde: “Ergenekon’u tepeledik”
Dönelim Mehmet Altan’ın sorusuna… “Teğmen neden generali vurmak ister?” diyor Altan…
Teğmenlere yönelik operasyon, işte bu soru sorulsun diye yapıldı!
Açalım.
TSK bölünmeden Türkiye bölünmez!
Ergenekon soruşturmasının esas amacının, ABD’nin bölgede sınır değişikliklerine giderken TSK’yı AKP ve Fethullah Gülen cemaati eliyle etkisiz kılmak istemesinden kaynaklandığını, ortalama zekaya sahip herkes artık görüyor, yorumluyor. Tüm gelişmelerin düğümlendiği yer artık tüm aktörler için “Irak’ın kuzeyi”dir!
ABD think-thanklarının “Türk ordusu hizadan” çıktı değerlendirmesi hala geçerliliğini korumaktadır. “Türkiye himayesinde Kürdistan planı”na 1986 yılında dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Nejdet Üruğ’un karşı çıkmasıyla başlayan “milli çizgiye” yönelme süreci, 28 Şubat’ta Atatürk’ün “bölge merkezli dış politika”sının uygulanmasıyla zirve yapmıştı. Washington, Ankara’nın Avrasya’ya kaymaması için, Almanya ile anlaşarak, Türkiye’yi AB kapısına bile bağlamıştı. Boşuna, ABD’nin kıdemli analistlerinden Ian o. Lesser şu saptamayı yapmadı: “İyi haber ise, NATO’ya stratejik alternatif olarak Moskova ile daha yakın ilişkiler için bastıran Avrasya'ya odaklananların, Türk siyasetinde marjinal bir konuma itilmiş olmasıdır”. Daha önce de belirttiğimiz gibi, bu ifade Ergenekon operasyonuna ışık tutuyor!
TSK’yı etkisiz kılmak, sadece soruşturmayla olacak değil elbette. Karargah içinde dönemsel olarak irade kırılmaları yaşatarak da, TSK’yı etkisiz kılamaz ABD-AKP.
ABD ve AKP’nin TSK’yı etkisiz kılmak için, önce bölmesi lazım!
Türk Ordusu bölünmeden, etkisizleştirilemez. Türk Ordusu bölünmeden, ABD Kukla Devleti ilan edemez. Türk Ordusu bölünmeden Türkiye bölünemez!
Albaylar ve Generaller
Teğmenlere operasyon bu nedenle yapılmıştır; Mehmet Altan “Teğmen generali neden vurmak ister” diye bu yüzden sormuştur!
Büyük Savaş’ta 2. aşamaya geçilmiştir. Artık TSK’yı “ikiye bölmek” hedeflenmektedir. Büyük bir psikolojik savaş yürütülmektedir. Yaratılmaya çalışılan görüntünün özeti şudur: “Albaylar, teğmenleri tetikçi yaparak General öldürecek!”
Yani, TSK generaller ve albaylar olarak ikiye bölünecek!
Tipik bir kirli savaş olduğuna işaret de, suikast yapacağı iddia edilen teğmenlere yönelik operasyonda ele geçirildiği iddia edilen şey: “Uyuşturucu”
Gladyo’nun yöntemi hep aynı anlayacağınız!
Ergenekon’dan çıkmak gerek!
Bugün 24 Temmuz; Lozan’ın; Modern Türkiye’nin tapu senedinin yıldönümü…
Ancak Türkiye, her bakımdan bir yol ayrımında artık!
Ama önce Ergenekon’dan çıkmak gerek!

Mehmet Ali Güller
24 Temmuz 2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder