7 Aralık 2009 Pazartesi

23 Sentlik Asker

ABD, spekülatör ve “turuncu darbe” foncusu George Soros’un, Sabancı Üniversitesi’nde söylediği “en iyi ihraç malı ordunuzdur” hakaretinden bu yana hayli yol aldı TSK’yı yıpratma konusunda…
Ergenekon tertibiyle iyice köşeye sıkışan TSK artık her konuda suskun; kendisine yöneltilen hakaretlerde bile…
Mehmet Ali Birand da “Türkiye’nin en güçlü pazarlık kartı: TSK” diye başlık atmış bugün ki köşesinde. “Şu anda ABD borsasında en değerli hisse, Türk Silahlı kuvvetleri” demiş Birand ve eklemiş: “Bugün Beyaz Saray’da bir pazarlık yapılacak”
***
ABD borsasının en değerli kağıdı olduğu söylenen TSK’ya ilk defa fiyat biçilmiyor! NATO’ya girebilmek için 4500 askerimizi Kore’ye gönderdiğimizde de fiyat biçmişti Washington Mehmetçiğimize… ABD Dışişleri Bakanı Dulles, “Bir Türk askeri bize 23 cente mal oluyor” demişti. 23 cent çarpı 4500 askerden, 1035 Amerikan doları etmişti 721 şehit ve 2111 gazi!
***
“23 Sentlik Asker” şiirinde şöyle ağzının payını verir Nazım Hikmet ABD Dışişleri Bakanı Dulles’in:
“Dedim ya Mister Dalles,
Herhalde bütün bunları sizden gizledir.
ucuzdur vardır illeti.
Hani şaşırmayın,
yarın çok pahalıya mal olursa size,
bu 23 sentlik asker,
yani benim fakir, cesur, çalışkan, milletim,
her millet gibi büyük Türk milleti.”
***
1986 yılından beri ABD’nin “Üç İsrail” Planına, “Türkiye Himayesinde Kürdistan” Projesi’ne direnen TSK, 2002’den beri büyük bir saldırının altında. TSK’nın, bölgesel planlarını hayata geçirmek isteyen ABD’nin önündeki en büyük engel olması, saldırının hem boyutunu hem biçimini pervasızlaştırdı.
Küreselleşme ile ulusal devlet savaşının en yoğun yaşandığı son 7 yılda, Kemalizm’in tasfiyesi ve ılımlı İslam’ın inşası noktasında epey yol alındı.
ABD açısından bu yoldaki en stratejik hedef TSK’yı bölmekti. Ergenekon tertibiyle bu hedef doğrultusunda da büyük yol alındı. 23 yaşındaki genç teğmenlerin “darbeci” diye “adalete” teslim edilmesi; Amirale suikast planlıyor diye teğmenden albaya tutuklamalar yapılması, emekli komutanların hücrelerde unutulması, her türlü pervasız saldırı karşısında “ille de hukuk” diye diye susulması, Ordu’yu bir ölçüde böldü maalesef…
Bölünmüş Ordu, savaş yeteneğini yitirmiş bir Ordu’dur.
Ve savaş yeteneğini yitirmiş bir Ordu, korumakla mükellef olduğu Vatan’ı da yitirir!

Mehmet Ali Güller
7 Aralık 2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder