2 Haziran 2008 Pazartesi

Orhan Pamuk ve Portresi

“Türkler 1 milyon Ermeni, 30 bin Kürt öldürdü” dedikten sonra Nobel ödülü alan Orhan Pamuk, yeni bir ödüle mi koşuyor?!
Nereden mi çıkardık?!
Alman Der Spiegel dergisine yaptığı açıklamadan!
“Milli Takım milliyetçi amaçlara hizmet ediyor” diyen Pamuk, “Milli Takım aşırı milliyetçilik, yabancı düşmanlığı ve otoriter düşünce üreten bir makine” iddiasında!
Pamuk, “bu vatanı kiraz ağacına ve kadın memesine satarım” diyen Ahmet Altan kadar ihanet içine girmiş; köşesinde “bir ABD’linin cinsel organını öven” kalemşor kadar da bayağılaşmıştır!
Kendini yeniden gündeme dayatan Orhan Pamuk’u ve Portresi’ni biz de derleyerek yeniden huzurlarınıza getirelim!
İHALE ZENGİNİ DEDE!
Göbek adı Ferit olan Orhan Pamuk’un dedesi, Mustafa Şevket ailesiyle birlikte Manisa-Gördes’ten İzmir’e göç etmiştir. Mustafa Şevket daha sonra İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun olan ilk mühendislerdendir. Mustafa Şevket, İnönü döneminde demiryolu ihalelerinden büyük paylar alarak zengin olmuştur.
Mustafa Şevket Bey, Pakize Hanım’la evlenir. Özhan (doktor), Aydın (mühendis), Gündüz (Ferit Orhan Pamuk’un babası, mühendis) ve Gönül (gazeteci Bedii Faik Akın’ın, hukuk fakültesi dekanlığından emekli kardeşi İlhan Akın’la evlendi) isimli çocukları olur.
Mustafa Şevket Bey, 1930’ların başında yaşamını yitirir.
IBM’İN GENEL MÜDÜRÜ OLAN BABA!
Ferit Orhan Pamuk’un babası Gündüz Pamuk da inşaat mühendisliği okur. Paris’e gidip ABD’li IBM şirketinde çalışır. Daha sonra IBM, Türkiye şubesini açar ve Gündüz Pamuk’u ilk genel müdür atar. 1959-1964 yılları arasında genel müdürlük yapan Gündüz Pamuk devlete ve TSK’ya IBM’in cihazlarını pazarlar. Gündüz Pamuk, 1964’ten sonra Koç Holding’de Aygaz Genel Müdürlüğü, Enerji Grubu Başkanlığı ve Arçelik Müdürlüğü yapar. Garanti Bankası Yönetim Kurlu üyeliği de yapan Gündüz Pamuk, 1978’den sonra iki yıl da PETKİM genel müdürlüğü yapar. Gündüz Pamuk ayrıca 12 Eylül sonrası kurulan SODEP’in de kurucularındandır.
İBRAHİM PAŞA’NIN TORUNU
Orhan Pamuk’un anne tarafından büyük dedesi 1720’li yıllarda Girit Valiliği yapmış Kaptan-ı Derya İbrahim Paşa’dır. Orhan Pamuk’un İbrahim Paşa’nın geniş ailesi nedeniyle uzaktan akraba olduğu isimler arasında Hürriyet Gazetesi Edebiyat yazarlarından Doğan Hızlan da bulunmaktadır.
Orhan Pamuk’un dedesinin dedesi ise Basmacızade olarak anılan, İstanbul Ticaret Odası’nın kurucularındandır. Dedesinin babası İbrahim Ferit de bez işi yapar ve yine Basmacızade olarak anılır. İbrahim Ferit’in Cevdet, Fuat ve İzzet adında üç oğlu olur. (Cevdet Ferit’in amcası Nejat Basmacı da İstanbul Ticaret Borsaları Birliği Başkanlığı yapmıştır. Bir zamanlar İş Bankası Genel Müdürlüğü yapan Ferit Basmacı da aynı aileden geliyor.)
Orhan Pamuk’un annesinin babası olan Cevdet Ferit (1882-1953), Almanya’da hukuk eğitimi almış, Darülfünun’da dersler vermiştir. Cevdet Ferit, Atatürk’ün 1933 reformundan sonra üniversiteden uzaklaştırılmıştır.
Cevdet Ferit Nikfal Hanım’la evlenir ve üç kız babası olur. Kızların en büyüğü Türkan Hanım, Hayat dergisinin kurucusu şair Şevket Rado ile evlenir. En küçük kız Gülgün de, İstanbul Valisi Muhittin Üstündağ’ın oğlu ile evlenir.
Ortanca kız Şeküre ise Mustafa Şevket-Pakize çiftinin oğlu Gündüz Pamuk’la 1949’da evlendirilir.
Çiftin 1950’de büyük oğlu Şevket, 1952’de de küçük oğlu Ferit Orhan doğar.
PAMUK’UN EŞİ DE ARİSTOKRAT KÖKENLİ
Orhan Pamuk’un eşi de aristokrat bir aileden gelmektedir. Eşi Aylin Türegün’ün (2001 yılında boşandılar) anne tarafı Beyaz Rusya’dan göç etmiş ve daha sonra Osmanlı hizmetine girmiş bir Rus soylusuna dayanmaktadır. Babası ise Osmanlı’nın Adliye Nazırlarından Kazım Bey’in torunu, Kazım Türegün’dür. (Kazım Türegün, Eski Danıştay Başkanı Hazım Tüğregün’ün yeğeni ve İtes İnşaat Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı Necip Türegün’ün kuzenidir.)
AH ASKERLİK AH!
Orhan Pamuk’un eserleri Türk Edebiyatının en önemli isimlerince beğenilmemesine ve eserlerinde “intihal” bulunmasına rağmen, edebiyat dünyasında en tepelere kadar çıkan Orhan Pamuk’un başarı öyküsü de ilginç.
Pamuk’un hayatının ilk yarısı başarısızlıklarla dolu. Pamuk, Şişli Terakki ve Robert Koleji bitirdikten sonra 1970’de İTÜ’ye girer ve 3 yıl mimarlık okur, ama ressam olamayacağına karar verip okulu bırakır. Ancak askerliğini ertelemek için İstanbul Üniversitesi’nde gazetecilik okumaya başlar ve 1977’de bitirir. Yine askere gitmemek için bu kez master yapar. Ertelediği askerliğini ise 12 Eylül sonrasında 4 aylığına Tuzla’da yapar.
PAMUK’A ABD “SİHRİ” DOKUNUYOR
Pamuk için her şey kötüye giderken, bir sihirli değnekle, hayatı hızla değişir.
Pamuk, 1985-1988 yılları arasına ABD’de yaşar. Pamuk bu yıllar içinde IWP (International Writing Program” isimli bir programdan geçirilir. Iowa üniversitesi bünyesinde, yılda 20 kişiye uygulanan bu özel programın baş sponsoru ABD Dışişleri Bakanlığı’dır.
İşte bu programdan sonra Orhan Pamuk’un hayatı hızla değişir. Pamuk’un kitaplarının tamamını ABD’deki Random House yayınevi basar. Yayınevinin sahibi dünyaca ünlü Alman Bertelsmann yayıncılıktır. Bertelsmann’ın kurucusu dünyanın sayılı zenginlerinden Reinhard Mohn’dur.
Mohn’un yaşamı da ilginçliklerle doludur. Mohn, ikinci dünya savaş ısırasında General Rommel’in Afrikakorps birliğinde savaşır. Burada ABD’lilere esir düşen Mohn, Kansas’taki bir esir kampına götürülür. O tarihe kadar kitaplarla hiç ilgisi olmayan Mohn, biranda kitapsever olur. Savaştan sonra ülkesine dönen Mohn, bir yayınevi kurup, komünizm tehdidine karşı dini kitaplar basmaya başlar. Yeri gelmişken, Bertelsman Yayıncılık’ın 2001 yılında Doğan Holding’le 2001 yılında müzik piyasasına yönelik bir ortaklığa gittiğini belirtelim.
ABD’NİN “DEMOKRASİ” HİZMETLERİ!
Orhan Pamuk’a Nobel’den önce verilen ödüllerden biri de IMPAC Dublin’dir. 115 bin dolar para hediyeli ödüle ismini veren IMPAC şirketine mercek tutmak çok yararlı olacak.
IMPAC tüm dünyada yaygın yönetim danışmanlığı (aslında istihbarat hizmetleri) yapan bir ABD şirketi. Şirketin başındaki Dr. James Irwin, ABD’nin önde gelen Cumhuriyetçilerindendir. ABD Askeri Akademisi West Point’den üstün hizmet ödülü almış Dr. Irwin, “International Democratic Union” derneğinin de en önemli üyelerinden ve hatta Sayman’ı.
Dünya çapındaki sağ partileri bir araya getirmeyi amaçlayan “International Demoktaric Union”ın kurucuları arasında Ronald Reagan, Margaret Thatcher, Baba George Bush, Helmuth Kohl, Jack Chirac, John Howard gibi isimler var. Bu derneğin üyeleri arasında Özal’ın Anavatan Partisi ile Demirel-Çiller’in Doğru Yol Partisi de yer alıyor.
Dr. James Irwin’in üyesi olduğu bir başka dernek de, dünyaya demokrasi yaymayı hedefleyen “Center for Democracy”. Bu derneğin en faal isimleri arasında da Henry Kissinger yer alıyor!
TSK’YA SALDIRAN ABD’Lİ GAZETECİ
Pamuk’un en yakın dostlarından biri de Yahudi asıllı ABD’li gazeteci Jeri Liber’dir. Liber, Pamuk’un “muhteşem Boğaz manzaralı terasının” bir dönem müdavimlerindendir. Liber, İnsan Hakları İzleme Komitesi’nin kurucularındandır. Türkiye’nin insan hakları ihlallerini konu alan bir rapor yazdı. Sonradan kitap haline dönüştürülen raporda TSK’nın Kürtlere katliam yaptığı iddia edildi ve Türk askerlerinden açıkça “serseriler” diye söz edildi.
AĞABEY ŞEVKET PAMUK’UN İSRAİL GÜNLERİ
Orhan Pamuk’u tanımak için, onun hayatında önemli bir yere neden olan ağabeyi Şevket Pamuk’u da tanımakta fayda var. Şevket Pamuk, Orhan Pamuk’a göre çok başarılı bir isim. ABD’de Yale ve Berkeley gibi iki önemli üniversitede ekonomi okuyan Şevket Pamuk, Türkiye’de pek çok üniversitede de dersler verdi. Şevket Pamuk’un ders verdiği üniversiteler içinde en dikkat çekeni Ben Gurion Üniversitesi.
Osmanlı yönetimi tarafından Siyonist faaliyetleri nedeniyle Filistin’den kovulan Ben Gurion, İsrail’in kurucusu ve ilk başbakanıdır. Şevket Pamuk’un Osmanlı ekonomisi dersi verdiği bu üniversitede ayrıca MOSSAD’ın ilgiyle takip edip raporlar hazırlattığı bir “Ortadoğu Çalışmaları” bölümü bulunmaktadır.
Ben Gurion Üniversitesi’nin başındaki isim ise daha da ilginçtir. 14 sene Dünya Bankası’nda çalışan Prof. Avishay Braverman, daha sonra, Rotary ve Lions kulüplerinin 2000 yılında yılın adamı seçtiği önemli bir ekonomisttir.
Ağabey Prof. Dr. Şevket Pamuk şu anda London School of Economics’teki Türkiye Çalışmaları Kürsüsü’nün başındadır.
PAMUK VE İNTİHAL
Orhan Pamuk’un tüm kitaplarını okuyabilen “edebiyatçılara” pek rastlanmamıştır. Bu konuda en ısrarlı olanlar bile karşılaştıkları intihaller sonrası pes etmişlerdir!
Demirtaş Ceyhun’un başını çektiği usta yazarlar Pamuk’un romanlarını “ABD patentli post modern romanlar” olarak değerlendirmiş ve “Nobel Ödülü’nün Pamuk’a verilmiş bir ücret olduğunu” belirtmişlerdir.
“Orhan Pamuk sıradan bir yazardır” diyen Özdemir İnce Nobel sonrası tepkisini şu sözlerle dile getirmişti: “Türk edebiyatı roman ödülünü kazanmadı. Orhan Pamuk’a Nobel ödülü verildi. Nobel kazanmış olan Pamuk, Ermeni soykırımını kabul ediyor. Bu son derece önemli bir şeydir. Aşılması gereken ve aşılamayacak bir azman olacaktır. Türkiye satışa çıkarılmıştır, Türk tarihi açık artırmayla satılmıştır. Açık artırmanın en sıfır noktasında satılmıştır. Bundan dolayı utanç duyuyorum.”
Murat Bardakçı, Pamuk’un “Benim Adım Kırmızı” romanının ABD’li yazar Norman Mailer’in Ancient Evenings adlı romanının kopyası olduğunu ispatlamıştır. Ayrıca Pamuk’un “Beyaz Kale” isimli romanının da Fuad Carım’ın “Kanuni Devrinde İstanbul”dan birebir pasajlar içerdiği ortaya çıkmıştır!
ATATÜRK DÜŞMANI
Pamuk’un kitaplarının en temel özelliği Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığıdır. Örneğin Kara Kitap!
“Çocuklugunda kız kardeşi ile tarlada karga kovalayan sapık bir padişah” gibi anlatımların olduğu Kara Kitap’da yer alan diğer Atatürk düşmanı ifadeler şunlardır: “Sonra kasaba alanına dolanır. Atatürk heykellerine sıçan güvercinleri ayıplar...”, “Atatürk kendini içkiye vermiş meyhane kalabalığına, cumhuriyeti emanet etmiş olmanın güveniyle gülümsüyordu...”, “Atatürk'ün leblebi zevkinin ülkemiz için ne büyük felaket olduğunu...”, “Sonra bir cumhuriyet, Atatürk, damga pulu havasına girdiğimizi hatırlıyoruz...”
SONUÇ
Orhan Pamuk’un edebi kalemi ile Türkiye düşmanlığı arasında ilginç bir bağ vardır. Pamuk’un “edebiyatı”, Türk tarihine saldırdığı oranda pazarlanmaktadır! Bu konudaki pazarlama ağı da, herhangi bir dağıtım şirketi küçüklüğünde değildir!
Fransa Cumhurbaşkanı Chirac’a, hem de 7. Alman-Fransa Bakanlar Konseyi toplantısı çıkışında Orhan Pamuk övgüsü yaptırtan, herhalde yalnızca “edebiyat sevgisi” değildir!

Kaynaklar
Hürriyet gazetesi
Vatan Gazetesi
Aydınlık Dergisi
Aksiyon Dergisi
NTV
Araştırmacı Serdar Kuru


Mehmet Ali Güller
2 Haziran 2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder