Mensur Akgün’ün “dış politikada öngördüklerinizin gerçekleşmesi için Kürt sorununun çözümü gerekli değil mi?” şeklindeki sorusuna Bakan Davutoğlu şu net yanıtı veriyor: “Evet, içeride sükûnetin olması, Türkiye’nin kendi iç meselelerini demokratik yöntemlerle çözüme kavuşturması dış politikamıza büyük bir manevra alanı sağlar. Onun için hükümetimiz demokratik atılım projesini başlattı. Dedik ki Kürt kardeşlerimizin sorunları da diğer gayri Müslüm vatandaşlarımızın sorunları da bir çözüm ve diyalog süreci içine girsin”.
Ardından Mensur Akgün’ün şu sorusu geliyor: “Kuzey Irak da bu sürecin bir parçası. Bu bölgeyle ilişkilerde de açılım gerçekleşti. Ama çok fazla eleştirildiniz. Kuzey Irak Kürtleri ile Türkiye’nin ilişkilerinin gelişmesinin normal ve şart olduğunu Türkiye’ye nasıl anlatmak gerekir?”
KÜRT COĞRAFYASININ SINIRLARI KALKMALI
“Bunu anlatmaya ihtiyaç yok” diyen Bakan Davutoğlu şöyle devam ediyor: “Haritaya bakmak lazım… Kuzey Irak’taki ekonomiye bakmak lazım… Kuzey Irak’taki insan dokusuna bakmak lazım.. Haritaya baktığımızda Kürt coğrafyasının dağlar üzerinde doğal olmayan bir şekilde ayrıldığını görüyorsunuz. İki taraf arasında kültürel özellikler açısından bir fark yok. Sınırı biz çizmedik, ama ekonomik, kültürel ve siyasi ilişkilerin gelişmesi ile tıpkı Avrupa’daki gibi bu doğal olmayan sınırların aşılmasını, bir arada yaşanmasını sağlayabiliriz”.
Kürdistan’ın açıkça doğal olmayan bir sınırla bölündüğünü söyleyen Davutoğlu devam ediyor: “Bizim için Irak’taki Kürt, Türkmen ve Arap kardeşlerimiz Türkiye’deki insan dokusunun doğal uzantısıdır. Dolayısıyla onlarla entegre olmamız lazım”.
DAVUTOĞLU ENTEGRASYONU DAHA 2001’DE SAVUNUYORDU
Elbette Davutoğlu’nun bu fikirleri yeni değil. Davutoğlu sadece bu fikirleri gün geçtikçe ete kemiğe büründürüyor. Seçilmeden Dışişlerine atanan Davutoğlu, Kuzey Irak’ın Türkiye’ye bağlanması şeklindeki ABD planını zaten savunuyordu. Kendi kitabının 2001 tarihli ilk baskısından anımsayalım:
“Geçiş bölgesi açısından bu derece önemli bir konuma sahip olan bu coğrafyanın bir iç jeopolitik bütünlük oluşturamamasının en önemli sebebi doğrudan bir deniz bağlantısının olmayışıdır. Bu da bu coğrafyanın deniz bağlantısı olan bir bölge ülkesi ile bütünleşmesini kaçınılmaz kılmaktadır.” (Ahmet Davutoğlu, Stratejik Derinlik, Küre Yayınları,2001, Sayfa 438)
“Bugün parçalanmış görünen ve bu parçalanmışlık içinde bölge üzerinde hesap kuran büyük güçlerce istismara açık bir yumuşak karın oluşturan ‘Kürt jeopolitiği’ uzun dönemde aidiyet hissini en yoğun bir şekilde yaşadığı bölgesel bir güç ile bütünleşme süreci içine görecektir. Uzun dönemde meselenin odak noktası bölge halkının aidiyet hissini pekiştiren bir kader birliği meşruiyeti ile çözümlenecektir” (Ahmet Davutoğlu, Stratejik Derinlik, Küre Yayınları,2001, Sayfa 448-449)
“BOP Eşbaşkanlığı” görevi üzerinden yürütülen Açılım’ın gerçek hedefini bu satırlarla somut olarak ortaya koyan Davutoğlu, bakalım nereye kadar ileri gidecek?
Mehmet Ali Güller
9 Ağustos 2010
9 Ağustos 2010
Değerli i Güller arkadaş düşünce ve analizlerini aktardığın yazıları severek hem takip ediyorum, hem de çeşitli adreslere gönderiyorum. Bu önemli fikirlerinin paylaşılması için birçok e-posta adreslerine gönderiyorum. Bu yurtsever ve analitik yazırları her zaman beklerim.. Başarılarının devamını dilerim. Devrimci selamlar...
YanıtlaSilMurat Taşdanoğlu