13 Ekim 2010 Çarşamba

EŞREF BİTLİS VE ÖZAL’IN ÖLÜMLERİNİN, KÜRT AÇILIMI İLE NE İLGİSİ VAR?

Sabah gazetesi 12 gün sürdürdüğü “Eşref Bitlis dosyasını” kapatıyor… Çünkü Sabah dosyanın altında kaldı!
12 gündür “Eşref Bitlis’i Ergenekon öldürdü”, “Özal, Eşref Bitlis’le birlikte Kürt sorununu çözecekti”, “Özal’ı da Ergenekon öldürdü” temalarını işleyen Sabah, operasyona “Son mektup” manşetini atarak başlamış, “17 yıllık karanlığa ışık tutuyoruz” demişti. Sabah 12 Ekim 2010 tarihli haberinde ise “Kazanın nedeni buzlanma ama önlem alınmamış” başlığı atarak, tüm söylediklerini geri aldı!
Peki neden?
Önce anımsayalım:
SABAH: “SABOTAJ DEĞİL KAZA”
Org. Bitlis, 17 Şubat 1993 günü uçağına düzenlenen bir sabotajla öldürüldü. Sabah gazetesinin ertesi günkü manşeti şöyleydi: “Sabotaj değil kaza!”. Sabah’ın manşeti, hiç bir araştırılma yapılmadan 10 dakika içinde “buzlanma” diyen dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Doğan Güreş’in “tespitiyle” uyumluydu. Sabah, sonraki günlerde de, ısrarla pilotaj hatası olduğuna vurgu yaptı…
AYDINLIK: “KAZA DEĞİL SUİKAST”
Ergenekon liderlerinden olduğu iddiasıyla tutuklu bulunan Doğu Perinçek ve arkadaşlarının çıkardığı Aydınlık Gazetesi ise 17 yıl önce “Kaza değil suikast” manşeti atıyordu. Üst spot ise şöyleydi: “Genelkurmay’ın üstünü örttüğü gerçek: Eşref Bitlis’in uçağı buzlanma nedeniyle düşmedi”.
19 Eylül 1993 günü “Bitlis öldürüldü”, 20 Eylül 1993 günü “Bitlis’in Özal’a gizli mektubu” ve 23 Eylül 1993 günü de “Sabotaj motora yapıldı” manşetleri atan Aydınlık, suikastın üstündeki örtüyü tek başına kaldırmaya çalışıyordu…
SABAH’IN 17 YIL GECİKMELİ “SON MEKRUBU”
Sabah, 17 yıl sonra “Son mektup” manşetiyle, “Bitlis’in Özal’a mektubunu” sanki yeniymiş gibi kamuoyunun önüne getirdi. Oysa mektup, Aydınlık’ın 20 Eylül 1993 tarihli manşet haberiydi.
Sabah, Özal ile Eşref Bitlis’in, Kürt sorunu konusunda aynı cephede olduğu yalanını işlemek için “son mektup” konusundaki bazı ayrıntıları da atlamıştı. Eşref Bitlis Özal’a mektubu, aynı şekilde düşündükleri, aynı cephede yer aldıkları için değil, Cumhurbaşkanı’nın Jandarma Genel Komutanı’na telefonda sorduğu “Güreş paşa ile aranızdaki çekişme nedir” sorusuna yanıt olarak yazmıştı. Üstelik bu sorunun yanıtı, ABD’yi özellikle ilgilendiriyordu!
Çünkü…
EŞREF BİTLİS, ABD-ÖZAL PLANINA KARŞIYDI
Eşref Bitlis, Özal’ın ABD ile birlikte Irak’a girme politikasına en sert karşı çıkan isimdi. Üstelik Eşref Bitlis, ABD’nin Çekiç Güç üzerinden kukla devleti kurmaya başladığını saptamış, ABD’nin Çekiç Güç üzerinden PKK’ya silah ve teçhizat yardımı yaptığını da ortaya çıkarmıştı. Eşref Bitlis, ABD’nin kuzey Irak üzerinden yönelttiği tehdide, İran ve Suriye ile ittifak kurarak direnme çözümü geliştirmişti. Eşref Bitlis’in planın ismi “Kod Adı: Kale”ydi.
Eşref Bitlis ABD’nin hedefindeydi. Helikopteri iki kez ABD uçakları tarafında düşürülmeye çalışılmıştı. Helikopterde kendisiyle birlikte bulunan Em. Org. Necati Özgen, bunu daha sonra kamuoyuyla paylaşmıştı.
Özal ise Eşref Bitlis’in tersine, “Pentagon’un Kürt Senaryosu”nu kabul etmiş; bu senaryoya direnen TSK’nın hiyerarşisini de Kenan Evren ile birlikte bozmuştu. Özal, “ABD’nin Üç İsrail” planı gereği, “federasyon” kavramını bile ortaya atmıştı!
Kısacası, Özal ile Eşref Bitlis’in tek ortak noktaları Malatyalı olmalarıydı!
AİLESİ 17 YIL SONRA ÖZAL’IN ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ KEŞFETTİ!
Sabah’ın Eşref Bitlis suikastını gündeme getirmesi ile ailesinin “Özal’ı Ergenekon öldürdü” yollu açıklamaları birbirine paralel olarak kamuoyuna sunuldu. 17 yıl boyunca Özal’ın ölümü konusunda savcılığa tek bir dilekçe bile vermeyen ailesi, birden Özal’ın öldürüldüğünü, dahası Ergenekon tarafından öldürüldüğünü keşfediyordu.!
Özal’ın öldürüldüğünü Eşref Bitlis suikastıyla aynı anda kamuoyunun önüne getirmek, aslında tertibin yeni aşamasıydı; Kürt açılımı ile doğrudan ilgiliydi!
Özal’ın, daha doğrusu ABD’nin “federasyon” çözümü ile Bitlis’in ABD’ye karşı İran ve Suriye ile ittifak temelli çözümü aslında 24 yıldır çatışıyor. Süreç özellikle son sekiz yılda “federasyon”cular lehine gelişti. ABD’nin AKP üzerinden başlattığı Kürt Açılımı’nın yeni aşaması, artık federasyon! Bunun için Anayasa değişikliğinden başlayarak, başkanlık sistemi de dâhil pek çok idari değişiklik hedefleniyor…
Ancak…
TSK tıpkı 24 yıldır olduğu gibi bu planın önünde bir engel. Eşref Bitlis de, bu plana direnen TSK’nın hâkim kesiminin en önemli temsilcisiydi. Şimdi onun şahsı üzerinden TSK’ya yönelik bir teslim alma operasyonu yürütülüyor!
EŞREF BİTLİS, ERGENEKON’UN LİDERİ
Eşref Bitlis, Özal ile taban taban zıt cephede yer aldığı için, ölümünden onca yıl sonra Ergenekon’un lideri olarak suçlanıyordu…
Eşref Bitlis, MİT Müsteşarlığı’nın Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği, 23 Aralık 2008 tarihli “çok gizli” şemada yer alan 69 isimden biriydi. Yine Ergenekon soruşturmasına dayanak yapılan Tuncay Güney’le mülakatta da, “Bunlar, Karadayı, Kıvrıkoğlu, Veli Küçük, Eşref Bitlis, Teoman Koman, Rasim Betil, Osman Özbek, bunların bir grup olduğunu söylüyorlar” deniyordu…
“BİTLİS’İ ÖZAL’LAŞTIRMA” OPERASYONU
ABD-AKP ittifakı ile iradesi 2002’den beri adım adım zayıflatılan Genelkurmay, Eşref Bitlis’in planından vazgeçmesi için sıkıştırılıyor!
“Bitlis’i Özal’laştırma” şeklindeki bu operasyon, tam bir psikolojik savaş örneğidir. ABD’nin, uçağına sabotaj düzenlediği Eşref Bitlis’i, önce Ergenekon’un lideri ilan edip, sonra Ergenekon tarafından öldürüldüğü yalanını piyasaya sunması, psikolojik savaşın doruğudur!
Gerçek tektir: Eşref Bitlis ile Özal arasında, Ergenekon ile AKP-F Tipi örgüt arasında, Türkiye ile ABD arasında süren bu çatışma, daha doğrusu bu savaş, bölgenin geleceğini belirleyecektir.

Mehmet Ali Güller
13 Ekim 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder