27 Aralık 2010 Pazartesi

AKP VE DAMAT FERİT GELENEĞİ

Türk dış politikasının başarısızlığını, salt Ahmet Davutoğlu’nun “hayalciliğiyle” açıklamaya çalışan tezler, Türk dış politikasına Davutoğlu kadar zarar veriyor. Bu tez, son tahlilde, Erdoğan’ın Davutoğlu değişikliğinin, Türk dış politikasını kurtaracağı sonucuna götürür!
Oysa sorunun kaynağı Davutoğlu değildir. Sorunun kaynağı AKP ve onun iktidar olabilmesinin şartı olarak ABD’ye olan bağımlılığı ile politikalarının Washington merkezli olmasıdır.
“Komşularla sıfır sorun” adı altında yürütülen bu politikaların “mantığını” çözümlemek açısından, gelin Washington merkezli tezlerin sahiplerinden Ömer Taşpınar’ın yazdıklarına bir göz atalım:
“Ama eğer bu konuda kendi elimizi güçlendirmek ve ABD’deki Ermeni lobisinin işini zorlaştırmak istiyorsak 2011 Haziran seçimlerinden hemen sonra yapılması gereken şey belli: Ermenistan ile imzalanan protokolleri TBMM’den geçirmek. Ermeni soykırım yasa tasarısının Demokles’in kılıcı gibi her yıl Türk-Amerikan ilişkilerinin üzerinde sallanmasını engellemek için önümüzdeki son fırsatı kaçırmamalıyız. Zira Beyaz Saray ve ABD Dışişleri sonsuza kadar Türkiye'nin jeostratejik önemini Kongre’ye karşı savunamayacaklardır”. (Ömer Taşpınar, Kürt Meselesi, CHP ve ABD, Sabah, 27 Aralık)
Keza Davutoğlu da “Tasarı Demokles’in kılıcı gibi sallanmasın” demişti birkaç gün önce…
Gelin kafa üstü duran bu tezi, önce ayaklarının üzerine taşıyalım.
ABD’nin Ermeni Soykırımı iddiasını gündemde tutmasının hedeflerinden biri, Türkiye’ye Ermenistan’la ilişkilerini normalleştirmesini sağlatmaktır. Çünkü Ermenistan’ın siyasi ve ekonomik nedenlerle buna ihtiyacı vardır. Türkiye ise ilişkilerin normalleşmesini, Ermenistan’ın işgal ettiği Azeri topraklarından çekilmesi şartına bağlamıştı. Bu şart AKP taahhütleriyle birlikte, kırmızı bir çizgi olmaktan zamanla çıktı. TBMM’den geçirilmesi istenen protokoller, işte AKP’nin bu şart olmaksızın, Ermenistan’la ilişkileri normalleştirmesini esas almaktaydı.
Hal böyleyken, “Ermeni Soykırımı tasarısı, Demokles’in kılıcı gibi üzerimizde sallanmasın diye” protokolleri TBMM’den geçirmeyi kabullenmek, tasarının hedefinin zaten gerçekleşmesi demektir!
“Komşularla sıfır sorun” sağlayacağım diye “sorunları komşu lehine sıfırlamak”, başarı değil, bağımlılıktır!
Karşıdakinin kozunu almak için, kozu kabullenmeyi diplomatik başarı gibi sunan bu anlayış, bağımlılığın sonucudur, bağımlı kafanın esaretinin sonucudur. İşte AKP, tüm Dışişleri Bakanları’yla bu anlayışı sürdürdü; şimdiki Bakan Ahmet Davutoğlu gibi, Yaşar Yakış da, Abdullah Gül de, Ali Babacan da bu çizgiyi yürüttü.
Ki bu çizgi, Damat Ferit çizgisidir, geleneğidir. Tarih içinde çözümü de bellidir.

Mehmet Ali Güller
27 Aralık 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder