Meğer Erdoğan, İsrail karşıtı söylemleriyle sadece milletin gazını alıyormuş… Meğer eksen kaydığı da yokmuş; AKP, CIA Teorisyenlerinin teorisi doğrultusunda hareket ediyormuş…
Bu bir itiraf…
“Davos’da drama” başlıklı yazımızdan beri onlarca defa tekrar etme pahasına altını çizdiğimiz bir gerçeğin itirafı:
Erdoğan’ın, toplantıyı terk ettikten sonra koridorda, “Ben Perez’e değil, aslında moderatöre ‘one minute’ dedim” sözlerinin itirafı… Erdoğan’ın, mayınlı arazilerin satışına karşı çıkanları Yahudi düşmanlığı ile suçlamasının itirafı… Erdoğan’ın Gazze Konvoyu sonrası çıkardığı “gürültü”ye rağmen, boynunda asılı Yahudi Cesaret Ödülü olan Davut Boynuzu’nu hâlâ taşımasının itirafı... Fetullah Gülen’in Gazze Konvoyu konusunda AKP’ye verdiği “ayar”ın itirafı…
İtiraf AKP sözcüsü Hüseyin Çelik’ten geldi. Eski Bakan Çelik’in itirafına göre meğer Başbakan antisemitizm artmasın, milletin gazı alınsın diye yüksek perdenden İsrail karşıtlığı yapıyormuş!
Gelin yoruma yer bırakmayacak açıklıktaki bu sözlere yer verelim şimdi. Bakın AKP sözcüsü Hüseyin Çelik Milliyet’ten Devrim Sevimay’ın sorularına ne yanıt veriyor:
Hüseyin Çelik: “Türkiye’de antisemitizmin bir geçmişi var. Fakat bizimle birlikte antisemitizm falan yok. Aksine bakın Sayın Başbakan’ın bu çıkışları olmasa Türkiye’de antisemitizm daha çok artar”
Milliyet: “Yani bir anlamda şişede biriken gaz mı kaçırılmış oluyor bu sayede?”
Hüseyin Çelik: “Elbette, halk şöyle düşünüyor, ‘Verilmesi gereken tepkiyi benim devletim veriyor zaten’.”
Milliyet: “Ve sakinleşiyor, öyle mi?”
Hüseyin çelik: “Ve sakinleşiyor, çünkü ‘Benim adıma Tayyip Erdoğan konuşuyor’ diyor. One minute çıkışı bundan dolayı insanların uzun yıllar bastırılmış bazı haykırmalarının bir manada temsilciliğini yaptı. Sayın Başbakan Türk milletinin bu manada ve insanlık vicdanının sesi olmaya çalışıyor.
AKP, ABD PLANINA UYGUN İLERLİYOR
Dün söylemiştik, bir kez daha yineleyelim:
Davutoğlu’nun 2009’da ABD’ye vaat ettiği gibi “Türkiye, küresel yeni düzene, çevresinde alt bölgesel düzenleri yeniden kurarak katkıda bulunacak ve bu da soğuk savaş sonrasının yeni dünya düzeni olacaktır”.
Tayyip Erdoğan, tam 34 kez itiraf ettiği şekilde ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin, yani 24 Müslüman ülkenin sınırlarının değiştirilmesi projesinin hâlâ eş başkanıdır!
AKP; ABD’nin teşvikiyle İran’la uranyum takası anlaşması yapmıştır, ABD’nin teşvikiyle İsrail’le kontrollü gerilim uygulamaktadır, ABD’nin yönlendirmesiyle “Arap karşıtı, İsrail müttefiki” görüntüsüne makyaj yapmaktadır, ABD’nin oluruyla, Diyarbakır’ın merkez olacağı yeni bir Ortadoğu Birliği kurmaktadır!
EKSEN KAYMA YOK, ABD GÜZERGAHINDA YOLA DEVAM
Aslında Hüseyin Çelik bu konuda da çok ciddi bir itirafta bulunuyor. Ve bu politikalarda kıblelerinin ABD ve BOP, akıl hocalarının da CIA teorisyenleri olduğunu ortaya koyuyor. Bakın Çelik, aslında eksenlerinin kaymadığını ne güzel dile getirmiş!
Hüseyin Çelik: “Buna rağmen İsrail bugün makûl, mantıklı bir noktaya gelse Türkiye yine arabuluculuk yapmaya hazır. İsrail ne zaman doğru noktaya gelirse biz onun da yanında yer alırız. Çünkü biz kuvvetlinin haklı değil, haklının kuvvetli olması gerektiği tezini savunuyoruz. Bu İsrail de olabilir, ABD de olabilir. Zaten bugün birilerinin anlamadığı Türk dış politikasının özü de budur. Graham Fuller’in (CIA’nin eski Ortadoğu Masa Şefi) ‘Yeni Türkiye Cumhuriyeti’ kitabını mutlaka görmüşsünüzdür. Fuller o kitabında Türkiye’nin yeni dış politikasında hangi saiklerin esas olduğunu ifade ediyor”.
Milliyet: “Yani Fuller doğru mu anlamış?”
Hüseyin Çelik: “Bence çok doğru anlamış. Zannedildiği gibi Batı’ya sırtımızı döndük, Batı’dan hayır yok, Ortadoğu’ya dönelim, böyle bir şey yok. AB için sabırla, sonuna kadar, bütün şartları zorlayarak çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz. Ama şunu da söyleyeyim, AB bizim işlerimizi çok kolaylaştırmış olsaydı da biz Afrika’ya yine açılacaktık, Asya’ya, Ortadoğu’ya yine açılacaktık. Tarihi misyonumuza yakışır, 73 milyon nüfuslu, Avrupa’nın 6., dünyanın 17. büyük ekonomisi olan, NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip bir Türkiye’nin kendi yapısına uygun bir dış politika yönetmesi gerekir, ki biz de öyle yapıyoruz”.
Son bir alıntı daha yaparak, AKP’nin verili yol haritası üzerinden yolunda devam ettiğini gösterelim. Duayen politikacı Kamran İnan bakın ne diyor:
“Richard Perle Washington’un en ileri gelen liderlerinden biridir, savunma bakanı yardımcısıyken tanımıştım, 2002 yılında ‘Yılın Devlet Adamı’ ödülünü almak için Washington’a gittiğimde, bu vesileyle konuşmuştuk... Demişti ki, “Bizim size güvenimiz İngiltere’ye olan güvenle eşittir. Bizim amacımız sizinle el ele vererek Avrasya ve Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmek, sizi bölgenin güç merkezi haline getirmek...Ve bilin ki, biz gelecek sene Irak’ı vuracağız.” Ben bunu geldim sayın hükümete aynen naklettim...” (Vatan Gazetesi, 14 Haziran 2010)
Mehmet Ali Güller
14 Haziran 2010
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder