Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı sıfatıyla ve 6 yıl aradan sonra Türkiye’ye gelen Barzani istediğini koparttı ve bölgesi ile Türkiye arasında “tam ekonomik entegrasyon” kararı alınmasını sağladı.
Barzani’nin gecikmesi nedeniyle 40 dakika geç başlayan ikili görüşmelerden sonra Barzani ile Davutoğlu basın karşısına geçti. Davutoğlu alınan şu kararları ilan etti:
1.. Türkiye ile Kuzey Irak arasında tam bir ekonomik entegrasyon çalışması yürütülecek.
2.. Ortak enerji, ticari, ulaştırma stratejisi olacak.
3.. Türk Hava Yolları en kısa zamanda Erbil seferlerine başlayacak.
4.. Ziraat Bankası ve diğer bankalar Kuzey Irak’ta şube açacak.
5.. Aydınlar, öğrenciler ve üniversiteler arasında temaslar yoğunlaşacak. Böylece yeni bir tarih bilinci de sağlanacak.
ABD AÇILIMI: KÜRT AÇILIMI, BARZANİ AÇILIMI
Alınan kararlardan da görüldüğü gibi AKP’nin “Kürt Açılımı”nın Kürt kökenli yurttaşlarımızla bir ilgisi yok. İlk günden beri dile getirdiğimiz “AKP’nin Kürt Açılımı aslında ABD’nin Kuzey Irak açılımıdır” gerçeği bir kez daha kanıtlanmış oldu. AKP’nin “Kürt Açılımı”na artık “Barzani Açılımı” da diyebiliriz.
Yorumcular her ne kadar Barzani-Davutoğlu görüşmesinde yalnızca Türk Bayrağı bulunmasını analiz ettiyseler ve buradan AKP’nin diplomatik başarısını çıkardıysalar da alınan kararlardan görüldüğü gibi Barzani’nin pek bayrağa da ihtiyacı yok aslında…
Netice itibariyle “tam ekonomik entegrasyon”la başlayan sürecin hedefinin “siyasi entegrasyon” olduğunu biliyoruz. Çünkü AKP, ABD’nin kendisine çizdiği rotada ilerliyor. Gelin o rotayı yeniden anımsayalım:
ABD: KUZEY IRAK İLE GÜNEYDOĞU TÜRKİYE ENTEGRE OLMALI
Irak işgali günlerinde ABD’nin Ankara Büyükelçisi Robert Pearson şöyle tarif etmişti Washington’un planını: “Irak’ın kuzeyiyle Türkiye’nin güneydoğusu ve doğusu, tek bir ekonomik bölge olmalıdır”. Yani ABD Büyükelçisi AKP’ye, daha önce Özal’a dayattıkları ama TSK engeline takılan “Türkiye himayesinde Kürdistan” planını dayatmıştı!
AKP, iktidar yapılmasının bedeli olarak bu dayatmaya uygun çalışmalara başladı:
AKP İKİZ YASALARI TBMM’DEN GEÇİRDİ
AKP, 4 Haziran 2003 günü BM’nin ikiz sözleşmelerini TBMM’den geçirdi! “Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi” ile “Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi” isimli bu ikiz sözleşmeler Türkiye’yi etnik ve ekonomik parçalamanın yasal zeminlerini oluşturacaktı. Nitekim Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, “bölgemizin su ve enerji kaynaklarını bize bırakın” derken, arkasını AKP’nin TBMM’den geçirdiği bu ikiz sözleşmelere yaslıyordu.
DİYARBAKIR NEREYE MERKEZ?
Başbakan Erdoğan, 2004 başındaki Washington temaslarının ardından yurda döndüğünde Kanal D ekranından artık şöyle sesleniyordu: “Şu anda ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi var ya, Genişletilmiş Ortadoğu, yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir merkez, bir yıldız olabilir. Bunu başarmamız lazım”. O günden beri her fırsatta şu soruyu soruyoruz: “Diyarbakır nereye merkez olur?”
EYALET YASALARI
AKP 15 Temmuz 2004 tarihinde de TBMM’den Kamu Yönetimi Temel Kanunu’nu geçirdi. Merkezi otoriteyi yani Ankara’yı zayıflatan bu yasa, belli parçalara böldüğü bölgelerdeki iktidar odaklarına yerel hükümetler kurma zemini oluşturuyordu.
AKP 25 Ocak 2006 tarihinde de Türkiye’yi 12 eyalete bölen yasayı, Kalkınma Ajansları Yasası’nı TBMM’den geçirdi. Yasaya göre Türkiye etnik ve ekonomik temelde bölgelere bölünüyordu.
ABD’NİN NİTELİKLİ SANAYİ BÖLGESİ PLANI
Ardından ABD’nin kıdemli Türkiye analistlerinden Prof. Henry Barkey’den öğrendik ki, Obama Türkiye’ye “Kürtlerin yaşadığı Türkiye Güneydoğusu ile Kuzey Irak’ı kapsayacak bir Nitelikli Sanayi Bölgesi’nin kurulmasını” önermeye hazırlanıyordu.
Ve ardından AKP’nin “Kürt Açılımı” geldi…
Ergenekon, Balyoz, Anayasa Değişikliği, Kasetler, yardım konvoyu derken, AKP elinde BOP kayasına çarpan Türkiye gemisi su almayı sürdürüyor…
Mehmet Ali Güller
3 Haziran 2010
3 Haziran 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder