5 Eylül 2010 Pazar

AKP İSRAİL’E SICAK AMA GİZLİ SİNYALLER GÖNDERDİ

Yıllarca “Türkiye’nin Kürtlere baskı yaptığını” gerekçe göstererek konser davetlerini reddeden U2; anımsayacağınız gibi AKP’nin “Kürt Açılımı” kapsamındaki konserini geçen yıl kabul etmişti. Ancak U2 solistinin bir de şartı olmuş: Konser öncesinde köprüden Asya’ya yürümek şartıyla AKP’nin konser davetine evet demiş Bono. AKP de bu konser pazarlığının bir unsuru olan bu şartı kabul etmiş. Bugün önde Bono, arkada Devlet Bakanları Egemen Bağış ve Hayati Yazıcı, İstanbul Boğaz Köprüsü’nden yürüyecekler!
Dünyanın odaklanacağı bu yürüyüşe, fonda Erdoğan’ın sesinden “beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısını ekleterek, 3. Köprü’ye reklam çıkarmayı hedefliyordur muhtemelen Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım…
Öte yandan Başbakan Erdoğan da, Başbakanlık ofisinde ağırlayacağı U2 üyelerine, hükümetin insan hakları alanında attığı adımları anlatacakmış. Kürt açılımı ve Anayasa değişiklik paketiyle ilgili de bilgi verecek olan Erdoğan, “Türkiye artık daha demokratik bir ülke. İleri derece demokrasi için de durmadan çalışıyor” mesajı verecekmiş! Ve Erdoğan, U2 solisti Bono’dan, Türkiye’deki bu gelişmelerle ilgili görüşlerini kamuoyuyla paylaşmasını isteyecekmiş!
Geçelim; konumuz bu değil. AKP’nin pazarlık kültürüne güncellik katıyor diye değindik Bono’nun AKP’yle yürüyüş pazarlığına ve Erdoğan’ın Bono’yla “Kürt Açılımı” pazarlığına…
Esas değineceğimiz bir başka pazarlık… AKP – İsrail pazarlığı:
Referandum gündemi içinde kaynadı gitti. AKP, Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu başkanlığındaki bir heyeti önceki hafta Washington’a yolladı. Türk delegasyonunun en önemli görüşmeleri Yahudi toplum liderleri ile olanıydı. Basına pek yansımayan bu görüşmeler, İsrail gazetelerinde oldukça önemli yankılar buldu. Örneğin 29 Ağustos tarihli Yedioth Ahronot Gazetesi, “Türkiye, Netenyahu’yu bekliyor” başlıklı haberinde şu yorumu yapıyordu: “Türkiye kameralar önünde İran’la yakın ilişkiler kuruyor gibi görünebilir ancak hafta sonu boyunca İsrail’e sakinleştirici sinyaller gönderdi”.
Haberin en dikkat çeken paragrafı ise şöyleydi: “İsrail ve Türkiye arasındaki ilişkiler üç ay önce yaşanan kanlı filo baskınından bu yana ciddi anlamda gerildi. Ancak geçtiğimiz hafta sonu üst düzey bir Türk Dışişleri yetkilisi İsrail’e sükûnet mesajları gönderdi. Bu da geçmişte yakın müttefik olan iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden canlanabileceği yorumlarına neden oldu”.
Öte yandan aynı tarihli Jerusalem Post da, Feridun Sinirlioğlu’nun temaslarını ele aldığı haberinde, Demokrat bir Kongre üyesinin yardımcısının “Türkiye’nin İsrail ile dost olma arzusu, arkadan başka şeylerle de desteklenmeli. Şimdiye kadar benim gördüğüm şey bir halkla ilişkiler çalışması” dediğini yazdı.
Anlaşılan, Brüksel’de İsrailli Bakan Ben Elizer’le gizlice buluşan Ahmet Davutoğlu’nun bu teması, kamuoyundan, özellikle de AKP tabanından büyük tepki çekince, iktidar yeni tip pazarlık yöntemleri sergiledi. Bugüne kadar Dışişlerini pek değerlendirmeyen, hatta bazı önemli görüşmelere bile sokmayan AKP, İsrail’le temas için Dışişlerini değerlendirdi!
Aslında bu durum tıpkı Öcalan’la müzakere gibi de okunabilir. Hani diyor ya Erdoğan, “biz değil devlet görüştü” diye… Kamuoyunda gelecek tepkiler karşısında da, “biz değil Dışişleri İsrail’le temas kurdu, sıcak sinyaller gönderdi” diyecek Başbakan Erdoğan…

Mehmet Ali Güller
5 Eylül 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder